feedburner
Enter your email address:

Delivered by FeedBurner

feedburner count

İSTİBRA MESELESİ

Etiketler:

Op. Dr. Ali Hatay
Üroloji Uzmanı - Biga/Çanakkale

BİSMİLLAHİRRAHMANİRAHİM
El-hamdu lillâhi Rabb’il âlemîn ves-salâtü vesselâmu alâ Muhammedin ve alâ âlihî ve eshâbihî ecmaîn ...
Daha önce Hakses Mecmuası’ nda makale şeklinde yayınlanan istibra mevzuu nedeniyle birçok müslüman kardeşimizin yarasına parmak basmış olduk. Bir çok tebrikler aldık. Yine bu kardeşlerimizin umumi arzuları ve devamlı istekleri üzerine bu makalelerimizi kitap haline getirmeye karar verdik. Bu hususta yakın ilgi ve alâkalarını eksik etmeyen Gonca Yayınevi sahibi Sayın Hasan Başpehlivan’ a, kitabından faydalandığım Hocamız Ekrem Doğanay’ a ve beni bu hususta teşvik eden İsmail Coşar Hocamıza teşekkürlerimi sunar, Allah(c.c) onlardan razı olsun derim.
Gayret bizden,tevfik Allah’ (c.c) tandır.

1-İSTİBRANIN LUGAT MANASI
İstibra; B-R-A harflerinden türeyen, istifal babından bir fiildir. BRA temizlemek, âri olmak, kurtuluşa ermek manalarına gelen sülasi bir fiil köküdür. Beraat gecesi bu kökten türemiş bir kelime olup, kurtuluşa erilen gece demektir. Hukukta beraat etti, kurtuldu, temize çıktı yerine kullanılır.
Bilindiği gibi istifal babı isteyiş ölçüsüne belirten bir babtır. Dolayısıyla istibra;temizlemeyi, kurtulmayı istemek ve bunun için gayret göstermek demektir. İstibranın ıstılah manası ise şöyledir: Ayırmak, uzak etmek, küçük abdest bozduktan sonra idrarından kurtulmak, ondan temizlenmek, idrar eserinin tamamen kesilmesini beklemektir.
Fıkıh ile ilgili diğer manası ise, nikaha alınan dul bir kadının gebe olup olmadığına kanaat getirmek için kadını bir âdet görünceye kadarki sürede beklemek, bu da kadının rahminin çocuk yönünde boş olduğuna, temiz olduğuna kanaat getirme anlamındadır. (1) Bizim burada açıklamaya çalışacağımız, istibranın birinci manasıdır.
2-TARİFLER
Büyük ve küçük abdest bozulduktan sonra temizlenmeye istinca denir.Yani istinca, necasetten temizlenmeyi istemektir. İstibra da, istinca içinde mütâlaa olunur. İdrardan ve necesatten temiz olma, kurulanma demektir (2-3). İstintar; idrarı son damlaya kadar çıkarmak için ıkınmak ve gayrettir (4).
3-KONUNUN ÖNEMİ
Erkeğin istibra yapması farzdır (5). Kadının istibra yapmasına gerek yoktur (açıklaması ileride gelecektir). İstibra yapmadan, idrarın son damlalarını çıkarmadan hemen alınan bir abdest sonunda veya abdest alma esnasında çok az da olsa idrar damlasının çıkması veya idrar çıkış deliğinde bir yaşlılık görülürse, abdest bozulur (6).
Dikkat edilirse "yaşlılık görülürse" diyoruz, "yaşlılık hissedilirse" demiyoruz çünkü yaşlılık her zaman için hissedilmesi mümkündür. Bilhassa vesveseli kişilerin bunlara dikkat etmesi gerekir. İdrar deliğinde yaşlılık yani ıslaklık olduğunu anlamak için tenâsül uzvunun ucuna kuru bir taş veya kurutma kağıdı konulur; eğer bu konulan şey ıslanırsa ıslaklık var demektir.
Abdestin idrar yönünde bozulma keyfiyetinde idrar damlası ile delik ucunda ıslaklık aynıdır (7). Bu şekilde alınan bir abdest ile yapılacak ibadetler, özellikle namaz sahih olmaz. Abdest alınmadan yapılan ibadet de geçersiz olur. Abdest, namazın en önemli şartı olduğundan dolayı namaz kılınmamış sayılır. Bu bakımdan konu son derece önemlidir.

5-İSTİBRA FARZDIR
İdrar sızıntısının kesildiğinden kalbi kanaat getirinceye kadar yapılması gereken istibra farzdır (8). Şayet kalbi idrarın kesildiğinde kanaat getiriyor ve bu durum kendisinde vesveseye sebebiyet vermiyorsa vacib, istibradan sonra birşey çıkmayacağına kat’î bir sûrette emin ise, istibra yapması menduptur.
Abdestini titizlikle alıp, namazını huşû ve hudû içerisinde kılmak isteyen müslümanın bu konuya çok dikkat etmesi gerekmektedir çünkü kişi idrardan korunmassa en başta namazı, sonra da diğer ibâdetleri bâtıl olur ve günaha girer. Dolayısıyla istibra yapmadığı için büyük günaha girmiş olur.

Bu hususta hadis-i şerifler söyledir:
"İdrardan çok iyi korununuz çünkü kulun kabirde en önce hesaba çekileceği şey odur." İstibraya önem vermeyen namazına önem vermemistir. Bu lâkaydılık kişiyi cehenneme sürükler (10).
"Muhakkak ki, sizden birinize kabrinda azab edilir. Şüphesiz bevlettiği zaman istintar etmezdi denilir". (11) İstintar’ ın ne manaya geldiğini biraz evvel açıklamıştık. İdrarın son damlasını çıkarmak için çaba harcamak demektir.
''Sizden biriniz idrarını yaptıktan sonra zekerini üç defa kuvvetle çeksin.'' (12) Abdullah b.Abbas:''Resulullah bir kabrin yanından geçerken azab gören iki insan sesi duydu. - Bunlar azab görüyorlar. Hem azab görmeleri büyük birşey için değil; Biri idrarından istibra etmezdi, diğeri de koğuculuk ederdi.'' (13).
Bu Hadis-i Şeriflerden anladığımıza göre, kişi ibadetlerine ne kadar dikkat ederse etsin ihlas ile yaparsa yapsın hatta Hz.Saad b. Muaz gibi düzeyde bir sahabi olsa da istibraya dikkat etmezse Allah(c.c) onun cezasını kabir azabı şeklinde veriyor.
İşte örneği; "Eğer kabrin sıkmasından bir kimse kurtulsaydı muhakkak ki Sa'd kurtulurdu. Vallâhi öyle bir şiddetle sıkıştırıldı ki, onun tesiriyle eğe kemikleri birbirine geçti. (Bu durum) onun sidiğin eserinden sakınmamasındandır.'' (14).
Taberi' nin İbn-i Ömer’ (r.a) den rivayet ettiği bir hadiste söyle buyurulur: ''Bir adam kabre kondu, hemen iki melek ona gelip ''Muhakkak biz sana bir darbe vuracağız'' dediler. Hemen öyle bir vuruş vurdular ki, kabir ateşle doldu. Bundan sonra onu bıraktılar. Nihayet ayılıp korkusu gidince Meleklere sordu: - Bana bu darbeyi hangi suçumdan dolayı vurdunuz ? - Şüphesiz sen bir defa abdestsiz namaz kıldın. Bir de mazlum bir adamın yanından geçtin de sen ona yardım etmedin - cevabını verdiler (15).
Burada anlatılan müslüman bir kişidir. Zira abdestsiz namaz kılmak insanı küfre götürür. Demek ki kişi, abdestine dikkat etmemiştir, istibraya ehemmiyet vermemiştir. Abdestsiz namaz kılındığından dolayı azâba mâruz kalmıştır.
6-MÜSLÜMANLARIN İSTİBRA’ YA DİKKAT ETMELERİ GEREKMEKTEDİR
Namaz kılan müslümanların istibraya çok dikkat etmesi gerekir. Bugün ekseri müslümanlar namaz kılmıyorlar, kılanların çoğu da istibraya dikkat etmedikleri için namazları sahih olmuyor. Bu sebeble abdestsiz namaz kılanlar bir hayli fazladır. Hatta birçok imam bu duruma lâkayd kaldığıı için ve kendi namazları sahih olmadığı gibi cemaatin namazını da ifsat ederek büyük bir vebal altına giriyorlar. İdrardan sakınmayıp İstibra yapılmadan alınmıs bır abdestle namaza durup imam arkasında namaz kılanın cemaate nasıl zarar verdiğini şu Hadis-i Şerif bize gösteriyor.
''Resulullah (s.a.v) bir sabah namazını kıldırırken şüpheye düşüp yanıldı. Namaz kılınca söyle buyurdu:
''-Bir takım kimselere ne oluyor ki, bizimle beraber namaz kılıyorlar da taharetlerini güzel yapmıyorlar. Bize Kur’ân’ ı karıştırıp okuyamaz hale getiren ancak işte onlardır.'' (16).
''Bizim namazımızı karıştıranlar ancak abdestsiz gelen kimselerdir. Her kim namaza gelirse abdestini güzel alsın.'' (17).
Bilmemek özür sayılamıyacağına göre, gönül huzuru ile sahih bir namaz kılmak ve içimizdeki vesveseleri atmak için bu hususa çok dikkat etmemız gerekmektedir. İstibra yapmayı ilmihal kitablarımız yeterince ele almamaktadır. Bazı ilmihal kitapları istibrayı kurulanma olarak tarif etmişlerdir ve bu hususta fazla malumat vermemişlerdir. Halbuki tenasül uzvunu yıkadıktan sonra kurulanmayı, idrar kesilmesini sağlamak için yapılan gayretleri kapsayan istibra ile aynı manaya almak mümkün değildir (18) çünkü istibra idrar damlasının sızıntısını gidermek veya kesmektir.
Yürümek, öksürmek sol tarafa yatıp uyumak şeklinde istibranın yapılacağı kaydeden fıkıh kitapları (19) bunların yapılmasının ne kadar zor olduğunu ve pratik olmadıklarını hesaba katmamaktadırlar çünkü buna göre tuvaletteki kişinin yapabileceği istibra usûlü ancak öksürmektir. Yürümek ve sol tarafa yatıp uyumak uygulanabilir metodlar değildir. Üstelik iç çamaşıra damlayacağından dolayı sık sık bunu değiştirme gibi bir mahsurları da vardır. Diğer yandan uyumak cemaati kaçırmak gibi diğer bir mahsuru da beraberinde getirir. ;İç çamaşıra damlayan idrar, avuciçi büyüklüğünden küçük olursa kılınan namaz mekruh olur. Bu ölçüden büyük idrar, namazı ifsad eder (20). Çok defa öksürük istibra için yeterli değildir.
7-İDRARDAN KORUNMAK
İdrardan gereği gibi korunmak için şu tedbirlerin alınması gerekir;
1-İdrar sıçramasını önlemek için bir çukurun tam ortasına ya da tuvalet deliğinin tam ortasına yapılmalıdır. (En iyisi oturarak idrar yapmaktır)
"Sizden biriniz idrar yapmak istediği zaman, idrarı için müsait bir yer bulsun." (21). Bu sebeble banyoda yıkanırken idrar yapmak mekruh görülmüştür Redd-ül Muhtar’ da ''Kendi abdest aldığı yere bevl etmesi mekruhtur.'' (22) kaydı vardır.
Ebu Davud' tan nakledilen bir hadis söyledir. ''Sakın biriniz hamamda yıkandığı yere bevletmesin (idrar yapmasın) çünkü umumiyetle vesvese bundan doğar.'' Bu hüküm idrara akacak yol olmadığı ve zemin sert olduğu zamanki durumdur. Banyo yapan kimse, idrardan üzerine bir şey sıçradığını zanneder ve bundan vesvese alır. Rüzgara karşı idrar yapmak da böyledir.
Bu arada şunu da hatırlatalım. Klozet denilen alafranga tuvaletlere ayakta olmamak şartı ile idrar yapmanın bir mahsuru olmaması gerekir fakat bu tuvaletlere oturarak, bağırsakların tam boşalaması sağlanamadığından, hele umumi yerlerdeki klozetler veneryen hastalıkları (cinsel yoldan bulaşan, zührevi hastalıklar) bulaştırma bakımından mahzurludur.

2-Ayakta idrar yapmamalıdır Özürsüz olarak ayakta idrar yapmak mekruhtur. Bu hususta Peygamberimiz (a.s) şöyle buyurur:
Hz.Aişe (r.anha) ''Kendisine Kur’ân nâzil olmaya başlandığından beri, Resulullah (a.s) ayakta bevl etmemistir.'' (23).
Yine İmam Ahmed’ in,Tirmizi’ nin (Cilt:1, Sayfa: 226), Nesâi’ nin (307 nolu hadis-i şerif) ve ibn-i Mace’ nin tahric ettiği hadiste Aişe (r.anha) demiştir ki:
"Size Nebiyy-i Azam’ (s.a.s) ın ayakta bevl ettiğini kim haber verirse inanmayın, mutlaka oturarak abdest bozardı." (24).
Abdullah İbn-i Mesud (r.a) şöyle rivayet etmiştir: "Şüphesiz ki ayakta abdest bozmanda cefadandır'' (25)
Hz.Cabir’ den (r.a): “Rasûlullah (a.s) ayakta idrar yapmayı yasakladı'' (26)
Bazı âlimler de ayakta yapmayı caiz görmüştür ve ayakta idrar yapmaya ruhsat vermişlerdir. Dayandıkları isnat şu hadistir:
Hz.Huzeyfe’ den (r.a) ''Birgün Peygamber(a.s) bir kavmin çöplüğüne vardı ve oraya bevletti" (27).
Ayakta idrar yapmayı mekruh gören ulemâ, bu hadis-i şerif karşısında şu tevili yapmışlardır:
1- Kadı İyaz’ ın beyanına göre uzun zaman oturan Efendimiz’ i (a.s) bevli sıkıştırmış ve uzağa gidememiş hemen ayakta bevlini yapmıştır
2-Resulullah (a.s) dizindeki veya belindeki bir hastalıktan dolayı idrarını ayakta yapmıstır
3-Çöplükte (oturmak için) müsait bir yer bulamamıştır.
4-Bir ihtimal de, ayakta idrar yapmanın caiz olduğunu göstermek için yapmıştır.
Bu Hadis-i Şeriflerden çıkarılan sonuçlara göre, ayakta idrar yapmak mekruhtur. Bu mekruhiyet kerahet-i tahrimiyye olmayıp kerahat-i tenzihiyyedir.
- - - - - - - - - - -

Çömelerek idrar yapmanın tıbbi yararı şöyledir:
Çömelince karın kasları kasılır, dizler karına tazyik yaparlar; dolayısıyla mesane baskı altında kalır. İşeme sonucunda mesane tam boşaldığından mesanede artık idrar kalmaz. Mesane tam boşalır. Bu ise idrar yolları ve mesane taşlarının oluşmasını önlediği gibi, prostat hastalığı olanlarda şikayetlerin azalmasında da etkili olur. Çömelerek idrar yaparken hafif sol tarafa meyil edilmelidir. İleride görüleceği gibi idrar yollarının anotomisine (yapısına) en uygun olan bu pozisyonda idrar yolarının ve mesane tam boşalması mümkün olmaktadır
8-İSTİBRADA VESVESE
İstibra yapmama hususunda insanlar muhteliftir. Herkes kendi durumuna vakıftır. Bazı kimselerin idrar akıntısı hemen kesilir. Bu kimselerin abdestini hemen almaları caizdir. Bazılarının akıntıları daha fazla sürer. Bunların istibra yapmaları farzdır.
Herşeye rağmen evham yapıp vesveseye düşenlerin yapacakları bir korunma çaresi de şudur: Bir kağıt parçasını ya da bir pamuk parçasını bükerek tenasül uzvunun dış deliğinden itibaren yarım santim içeri koymaktır. Pamuk dış taraftan görülmemelidir. Zira idrar yaşlılığı pamuğun dışarısına sıçrayacak olursa abdesti bozar. Her idrar yaptıktan sonra pamuk değiştirilir. Tek mahsuru, pamuk veya kağıt parçasında mikrobik hastalıklar bulaşabilir veya nadir olsa da bu maddelerin kalıntısının idrar torbasına kaçması sebebeyle çeşitli hastalıklara sebep olur.
Uygulanan istibradan sonra iç çamaşıra su serpmek vesveseyi kıran diğer bir uygulama çeşididir. Hissedilen yaşlılığın serpilen sudan ileri geldiği kanaatı hasıl olur. İstibra konusunda bizim tavsiye edeceğimiz ve kesin sonuç veren ''sıvazlama metodu'' na geçmeden önce idrar yollarının anatomisine göz atmanın yerinde olacağı kanaatindeyiz.
9-İDRAR YOLLARI ANATOMİSİ
İdrar, böbrekten süzüldükten sonra göbek altında mesane denen idrar torbasında toplanır. İdrar torbası ile idrarı çıkaran delik arasında uretra denen işeme kanalı bulunur. İşte, istibranın tatbik ettiği organ bu olup uzunluğu erkekte 16-18 cm ve kalınlığı 8 mm çapındadır. Kadında 2,5-4 cm uzunluğunda ve 8 mm çapındadır. Kadının işeme kanalının kısa olması ve yapısal doğrultusunun düz olmasından dolayı kadınların istibra yapmaları gerekmez çünkü kısa boyu ve yer çekimi kuvvetiyle içerisinde idrar kalıntısı olmaz. Bu sebeble kadınlar idrar yaptıktan sonra biraz beklerler. Taharet yapıp kurulanırlar. Böylece idrar damlaması olmaz fakat erkekte durum farklıdır. Zira idrar yolunun yapısından dolayı idrar yaptıktan sonra idrar kanalında her zaman idrar kalıntısı bulunur.
İdrar kanalının bir diğer görevi ise meniyi (sperma) dışarı atmaktır. Cinsel faaliyet ve üreme ile ilgili bu hâdise cinsel organların idrar atım yollarıyla ilgilidir (Bu sebeple, erkeklerde boşalmadan hemen sonra gusletmek yerine, bir süre beklemek veya daha da iyisi tuvalete gitmek ve bu şekilde meninin idrar yolundan tam olarak tahliyesi, temizlenmesi gerekir. Mâlumdur ki, guslü olmayanın ne namaz abdesti olur ne de ibâdeti).
İşeme kanalı idrar torbasından hemen sonra prostat (kestanecik) denen salgı bezinın içerisine girer. Daha sonra aşağıya doğru ilerler. Burada yönü dikeydir. Sonra aşağı ve öne doğru seyreder ve tenasül organının içerisine girer. İdarr çıkış deliğinde sonlanır. İdrar atım kanalında dört dar ve üç geniş yer vardır. Normal hallerde idrarın akmasını engelleyen iki adet büzücü kas bulunur. Bunlardan birisi mesanenin hemen çıkışında diğeri de prostat girişindedir.
Bilhassa prostat girişinde olan dış büzücü kas, idrar atılışında önemli vazife görür. Bu kasın hastalıklarında veya beyin, omurilik gibi nörolojik hastalıklarda, kuvvetli öksürme, ağır kaldırma gibi zorlama hareketlerinde idrar tutamama şikayetleri olur. İdrar, damlalar halinde kendiliğinden akar. Bu durumda özürlü namaz kılma durumu gündeme gelir.
Not: (Özürlü durumlarda; her namaz vakti için ayrı abdest alınır ve bu abdest ile tüm ibadetler yapılır. Abdest alındığı anda bile, abdesti bozacak akıntı olması (bu akıntı idrar, dışkı, yara yerinden kan, irin vb. sızıntı da olabilir) abdesti bozmuş olmaz. Tekrar edersek, en önemli ve tek husus; her namaz vakti için ayrı abdest almaktır vesselam)
İşte, işeme kanalının bu yapısal dogrultusu ve büzücü kasların fonksiyonu nedeniyle idrar kanalında, her zaman bir miktar bakiye idrar kalır ve istibra yapılmasını gerekli kılar.
10-ERKEK TENASÜL UZVUNDAN GELEN SIVILAR
Erkek tenasül uzvundan (zeker) dört nevi sıvı gelir
1-idrar
2-Vedi: İdrar yaptıktan sonra gelen sarı kalın idrar damlasıdır; idrarın bittiğini gösterir. Bir hastalık alâmeti değildir.
3-Meni: Kirli beyaz renkte koyu katı kıvamda, hamur kokusundadır. Üreme işleriyle ilgili tohum hücrelerini taşır.
4-Mezi: İdrar atım yolundakı bezlerin ve prostat dokusunun salgısından meydana gelir. Genelde büyük abdesti bozduktan sonra makata fazla dokunduğumuzda gelir. İnce, beyaz, miktarı az, saydam bir sıvıdır. Cinsel heyecandan sonra akar. Bazen de bu salgıyı meydana getiren bezlerin iltihaplanması veya üşütme, ağır kaldırma gibi hareketlerden sonra gelebilir. Bekar erkeklerde sık sık gelen bu sıvı normal bir akıntıdır. Meniden farkı, şehvetle ve tazyikle dışarı atılmamasıdır ve bu sebeple guslü de gerektirmez.
Bu dört sıvının hepsi normal abdesti bozar. Sadece meninin gelmesi gusül abdesti almayı gerektirir. Diğerlerinin akması guslü gerektirmez(26). Bu sıvıları tanımayan birçok gencin, meziden dolayı gusül abdesti alarak hergün yıkanma sebebi ile üşütmelerine şahit olmuşuzdur.
11-İŞEME FONKSİYONU
İdrar yapma isteği gelince, karın kasları kasılarak idrar kesesine baskı yapmak suretiyle mesanenin kasılmasına neden olur. Beyinden gelen sinirsel emirlerin ve omurilikteki işeme merkezinin sinirsel uyarımlarıyla mesane çıkışı büzücü kası gevser ve idrar işeme kanalına geçer ve buradan dışarıya tazyik ile atılır. İdrar bitince bu olayların tersi olur. Mekanızma geriye doğru çalışır. Büzücü kas kasılır, mesane ile işeme kanalının irtibatını keser. Bu sırada tenasül organının kökündeki kaslar bir-iki defa kasılarak kanal içerisindeki kalıntı idrarı, ileri sevkederek dışarı atmaya çalısır fakat bir miktar idrarın kanalda kalmasına mani olamaz.
İşte yapılacak istibranın amacı, bu kalan idrarı dışarı atmaktır. Bazı kimselerde bu kanal biraz beklemekle boşalır. Bazı kimselerde ise kesilmez damla damla akmaya devam eder. Bu kalıntı idrarın kesilmesinden önce abdest alınırsa, daha sonra idrar damlayacağı için abdest bozulur ve kılınacak namaz sahih olmaz.
12-SIVAZLAMA METODU
İstibra amacı için yapılan sıvazlama metodu söyle uygulanır:
İdrar yaptıktan sonra biraz beklenilir. Bu arada istinca yapılır (büyük abdestten temizlenme). İstinca daima istibradan önce yapılmalıdır çünki istincada taharetlenirken refleks olarak büzücü kas gevşer ve bir miktar idrar idrar kanalına geçer. Böylece daha önce istibra ile boşaltılan idrar kanalı yenıden artık idrar ile dolar. Sonra bir iki defa öksürülür. Öksürmekle karın kasları kasılır ve mesaneye baskı artar. İdrar kalıntıları dışarı atılır. Bundan sonra sol elin işaret orta ve yüzük parmakları orta parmak hafif ileride olacak şekilde makattan (dübür) itibaren öne doğru erkeklik torbasının arka ve altına kadar, orta hatta baskı ile sıvazlanır. İşaret ve yüzük parmakları yanlardan kanalı sıkıştırararak orta parmağa yardımcı olur. Dolayısıyla işeme kanalındaki artık idrar tenasül organına geçirilir.
İkinci kademede tenasül uzvu kökünden idrar çıkış deliğıne kadar parmak uçları torbanın arka yüzündeki işeme kanalını kavrayarak tazyikle ileri doğru sıvazlanır.
En son olarak tenasül uvzunun baş kısmı, baş ve işaret parmağı ile sıkılır ve kalıntı idrar damlaları dışarı atılır. Bu işlem bir kaç defa tekrar edilir ve idrar çıkış deliği su ile yıkanıp bir havlu ile kurutulur. Artık tenasül uzvuna el vurulmaz çünki refleks olarak idrar mesaneden idrar kanalına geçebilir ve artık idrar oluşturur. Bu da damlamaya sebebiyet verir.
İstibra bitmiştir. Artık idrar damlaması olmaz zira işeme kanalı boştur. Şeytanın vesvesesine aldanmak doğru değildir. Kanalda idrar kalmamıştır. Bu nedenle idrar damlaması da olmayacak demektir. Artık tuvaletten çıkılıp gönül rahatlığı ile abdest alınıp, namaz kılınabilir.

KAYNAKLAR
1-Yeni Lugat Sh.290, Abdullah Yeğin
2-El-Mavarid Sh.82, Mevlüt Sarı
3-Yeni Kumus Sh.19, Bekir Topaloğlu
4-Kamus Trcümesi,Asım Molla
5-Büyük İslam İlmihali Sh.60, Ömer Nasuhi Bilmen
6-Age Sh.60
7-Redd-ül Muhtar aled Durrü'l Muhtar Sh.594, Ahmet Davutoğlu
8-Nimet’ül İslam, M. Zihni Efendi Sh.43
9-İbn-i Mace, 348 nolu hadis-i şerif
10-Câmi-üs Sağir ve Şerhi Sirac-ı Münir
11-Kamus Tercümesi, Asım Molla
12-İbn-i Mace 326 nolu hadis-i şerif
13-Sahihi Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih, Cilt 1 Sh.175
14-Sünen-i Nesâi, 4/101-102
15-Râmuz-ü'l Ehâdis Üdhile kelimesi
16-Sünen-i Nesâi, 2.cüz/156
17-Câmi-üs Sağir "innema" kelimesi Ebu Ravhu'l Kelami’ den
18-Nimet’ül İslam, Sh.42 Sönmez Yayınları
19- Redd-ül Muhtar Sh.593, 1. cilt Nimet’ül İslam Sh.43
20-Nimet’ül İslam, Sh.97
21-Müsned; İmam Ahmed Ebu Davud Sünen 3 nolu hadis-i şerif
22- Redd-ül Muhtar Sh.593
23-Sünen-i Ebu Davud 1/93
24-Sünen-i Tirmizi Cild 1 Sh. 112
25-İbn-i Mace, Hadis No:300
26-Sünen-i Tirmizi C:1 Sh. 19/20
27-Tirmizi C:1, Sh. 19



0 yorum:

Yorum Gönder